Sosyal Temsiller Kuramı Çerçevesinde “Toksik İlişki” Kavramı
- Klinik Psikolog Beste Bektaş

- 25 Eki
- 3 dakikada okunur

Hazırlayan: Klinik Psikolog Beste Bektaş
Not: Bu yazı, Klinik Psikolog Beste Bektaş’ın psikoloji doktora sürecinde aldığı bir ders kapsamında yapılan ders içi bir araştırmaya dayanmaktadır. Kapsamlı akademik prosedürleri içeren tam ölçekli bilimsel bir çalışma değildir.
Moscovici’nin Sosyal Temsiller Kuramı, bireylerin gündelik yaşamda karşılaştıkları kavram ve olguları nasıl anlamlandırdıklarını, bu anlamları nasıl imgeler, semboller ve söylemlerle temsil ettiklerini açıklayan bir kuramdır. Günümüz dijital kültürü, sosyal medya dili ve popüler psikoloji söylemleriyle birlikte “toksik ilişki” kavramı, yalnızca psikolojik bir ilişki bozukluğu tanımı olmaktan çıkarak daha geniş bir toplumsal etiket haline gelmiştir. “Toksik insan”, “toksik ilişki”, “toksik arkadaşlık” gibi ifadeler, bireylerin karşılaştıkları zorlayıcı ilişkisel durumları tanımlamak amacıyla başvurdukları yeni nesil söylemler arasında yer almaktadır.
“Toksik ilişki”, bireylerin karşılıklı olarak birbirine duygusal, sosyal ya da psikolojik açıdan zarar verdiği ilişki biçimlerini tanımlamak için kullanılmaktadır. Ancak bu kavramın popüler kültürdeki yaygın kullanımı, zamanla anlamının bulanıklaşmasına, psikolojik bağlamından uzaklaşmasına ve kimi zaman yüzeysel ya da indirgemeci biçimlerde temsil edilmesine neden olmaktadır. Bu noktada Sosyal Temsil Kuramı devreye girmektedir. Kuram, bireylerin kavramlara dair düşüncelerini sosyal etkileşimler yoluyla yapılandırdığını öne sürer. Bireyler “toksik ilişki” kavramını; sosyal çevrelerinden, medyadaki içeriklerden ve kişisel deneyimlerinden edindikleri bilgilerle tanımlar, anlamlandırır ve başkalarıyla paylaşır. Bu temsil süreçleri, bireylerin ilişkilerle ilgili tutumlarını, sınır koyma becerilerini ve duygusal farkındalıklarını doğrudan etkileyebilir.
Bu çalışmanın odak noktalarından biri de, toksik ilişkinin yalnızca duygusal manipülasyon, şiddet veya sınır ihlali içeren örüntülerle sınırlı olmadığıdır. “Sürekli ayrılıp barışma döngüsü” gibi istikrarsız, sınırları belirsiz ve bireyin karar verme kapasitesini zedeleyen ilişki biçimleri de toksik ilişki temsilleri arasında yer almaktadır. Toksik ilişkilere yönelik sosyal temsiller yalnızca bu tür ilişkilerin tanımlanmasıyla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda bireylerin bu ilişkilerde nasıl davranmaları gerektiğine dair inançlarını da yansıtmaktadır. Özellikle “sabrın” ve “fedakârlığın” ilişkileri düzeltebileceğine yönelik yaygın söylemler, bireylerin toksik ilişkiler karşısında çözüm üretme biçimlerini ve beklentilerini şekillendirebilmektedir. Sosyal medyada ve popüler kültürde sıkça karşılaşılan “ilişkilere emek vermek gerekir”, “zamanla her şey düzelir” gibi söylemler, yalnızca güncel dijital söylemlerle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda geleneksel değerler, toplumsal roller ve sağduyu bilgisi aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılan inançlarla da pekiştirilmektedir. Bu tür kültürel temelli normlar, bireylerde toksik bir ilişkiyi sürdürme yönünde bilişsel çarpıtmalar ve çözüm odaklı ama gerçekçilikten uzak tutumlar gelişmesine neden olabilir. Bu bağlamda, toksik bir ilişkide sabretmenin ya da yeterince çaba göstermenin ilişkinin düzelmesini sağlayabileceğine dair inançlar da sosyal temsillerin bir parçası olarak ele alınmaktadır.
Bulgular
Katılımcıların toksik ilişkiyi tanımlarken kıskançlık, baskı, sürekli ayrılıp barışma döngüsü ve psikolojik zarar kavramlarını öne çıkardıkları görülmektedir. Fiziksel şiddet olmadan da bir ilişkinin toksik olabileceği, toksik ilişkilerin bireylerin özgüvenini ve benlik saygısını zedelediği katılımcılar tarafından sıklıkla vurgulanmıştır. Ayrıca, bazı bireylerin toksik ilişkileri “aşk” ile karıştırabileceğine yönelik güçlü bir inanç olduğu dikkat çekmektedir.
Bununla birlikte, toksik ilişkilerin sabır ve fedakârlıkla düzelebileceğine dair inançlar katılımcılar arasında oldukça düşüktür. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu toksik bir ilişkide sabretmenin ya da beklemenin ilişkiyi düzeltmeyeceğini belirtmiştir. Ancak küçük bir grup, belirli koşullar altında toksik ilişkilerin düzelebileceğine yönelik umut taşımaktadır. Bu grup, sabır ve fedakârlığı körü körüne değil, koşullu bir çözüm aracı olarak değerlendirmektedir.
Tanımlama farkındalığı yüksek olan bireylerin bir kısmı toksik ilişkileri net bir şekilde tanımlamakta ancak buna rağmen çözüm umudu taşıyabilmektedir. Bu durum, toksik ilişki kavramının sosyal temsillerinin homojen olmadığını ve bireysel değer sistemleriyle şekillendiğini göstermektedir. Bazı bireyler toksik ilişkilere daha eleştirel ve net bir farkındalıkla yaklaşırken, bazıları bu ilişkileri değişime açık bir alan olarak görebilmektedir.
“Bazı bireyler toksik ilişkileri aşk ile karıştırabilir” ifadesine yüksek düzeyde katılım gösteren bireylerin, toksik ilişkinin temel zararlarını daha net biçimde tanımlayabildiği görülmektedir. Bu durum, toksik ilişki kavramının yalnızca teorik bilgiyle değil, aynı zamanda kişisel algı ve sezgilerle de şekillendiğini ve aşk ile karıştırılma ihtimalini düşünen bireylerin konuya daha farkında bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir.
Sonuç
Genel olarak, toksik ilişkilere dair sosyal temsillerin güçlü bir biçimde var olduğu, ancak bu temsillerin bireylerin çözüm stratejileri ve umut düzeyleriyle her zaman tutarlı ilerlemediği görülmektedir. Toksik ilişki kavramı katılımcıların zihinlerinde psikolojik zarar, kıskançlık ve baskı, özgüvenin zedelenmesi ve sürekli ayrılıp barışma döngüsü gibi unsurlar etrafında şekillenmektedir.
Bu çalışma, toksik ilişki kavramının bireyler arasında hem ortak hem de bireysel varyasyonlar içeren sosyal temsillere dayandığını göstermektedir. Kavram, bir yandan toplumsal düzeyde ortak anlamlar taşısa da diğer yandan bireysel değerler, deneyimler ve umut anlatılarıyla farklı şekillerde içselleştirilmektedir.
İlgilenen okuyucular, ders içi araştırmanın tam metnine ve ilgili veri sunumuna aşağıdaki dosya aracılığıyla ulaşabilir.
Suadiye Psikoterapi | Bağdat Caddesi
Bağdat Caddesi’nde yer alan Suadiye Psikoterapi, alanında uzman ekibiyle danışanlarına profesyonel ruh sağlığı hizmeti sunmaktadır. Merkezimizde, Psikiyatrist Dr. Turan Çetin ve Klinik Psikolog Beste Bektaş, bilimsel temellere dayalı terapi ve danışmanlık yaklaşımlarıyla hizmet vermektedir.
Psikoterapi, psikiyatri desteği ve bütüncül ruh sağlığı çözümleri için bizimle iletişime geçebilir, güvenli bir terapi süreci için randevu alabilirsiniz.



Yorumlar