Zihin Travmayı Nasıl Saklar?
- Suadiye Psikoterapi

- 12 Eki
- 2 dakikada okunur

Zihin, yaşantılarımızı sürekli olarak kaydeder; ancak travmatik bir olay söz konusu olduğunda bu kayıt süreci farklı biçimlerde işleyebilir. Travmatik anılar sıradan hatıralar gibi düzenli biçimde depolanmayabilir, bu da onların yıllar sonra bile beklenmedik biçimlerde ortaya çıkmasına neden olabilir. Beyin bu süreçte kendini korumaya çalışır. Kimi zaman olayın duygusal yükünü bastırabilir, kimi zaman da onu yeniden anlamlandıramadığı için zihnin farklı bölgelerine dağılmış biçimde saklayabilir.
Travmatik bir olay sırasında beynin stres tepkisi sistemi olağan dışı bir etkileşim içine girebilir. Amigdala, duygusal yoğunluğu işaretleyen alarm merkezi olarak, travmatik anının duygusal tonunu güçlendirebilir. Hipokampus, olayın zaman ve mekân bağlamını düzenleyen yapıdır; travma anında aşırı stres hormonlarına maruz kaldığında işlevi bozulabilir. Bu durum, anının dağınık ve parçalı biçimde depolanmasına yol açabilir. Prefrontal korteks, olayın mantıksal anlamlandırılmasından sorumlu bölgedir; ancak yüksek stres altında geçici olarak devre dışı kalabilir. Bu da travma anısının düzenlenmeden, ham ve duyusal biçimde bellekte yer etmesine neden olabilir.
Travmatik bir anı, klasik otobiyografik anılardan farklı olarak, zaman ve bağlamdan kopuk biçimde saklanabilir. Beyin, olayı geçmişte yaşanmış bir deneyim olarak değil, hala sürüyormuş gibi kodlayabilir. Bu yüzden kişi tetikleyici bir uyaranla karşılaştığında, anı yeniden canlanabilir. Bu tetikleyici uyaran ses, koku ya da bir görüntü olabilir. Bu durum, posttravmatik stres bozukluğunda (TSSB) sıkça gözlemlenen “flashback” deneyimleriyle ilişkilendirilir.

Bu süreçte amigdala yeniden aktif hale gelirken, prefrontal korteksin düzenleyici işlevi yetersiz kalabilir. Sonuç olarak birey, olayı hatırlamaktan ziyade yeniden yaşıyor gibi hissedebilir. Bu fenomen, nörobiyolojik düzeyde beynin travmaya karşı verdiği adaptif ama aynı zamanda kalıcı bir yanıta işaret eder. Bazı durumlarda beyin, bireyi duygusal aşırı yüklenmeden korumak için travmatik anıyı bilinçdışına itebilir veya parçalı biçimde erişilebilir kılabilir. Nörobiyolojik açıdan bakıldığında, bu durum genellikle hipokampal bağlantıların zayıflaması ve amigdalanın aşırı etkinliği ile açıklanır.
Zihin, güvenli koşullar oluştuğunda bu bastırılmış materyalleri yeniden işlemeye başlayabilir. Terapi sürecinde bilgi işleme sisteminin yeniden etkinleşmesi, travmatik anının daha bütüncül bir şekilde yeniden örgütlenmesini sağlar. Bu, anının silinmesi değil, nörobiyolojik olarak yeniden kodlanması anlamına gelebilir.
Travmatik anılar, beynin olağan kayıt sisteminin dışında bir biçimde işlenebilir. Bu anılar tamamen silinmez; ancak yeniden anlamlandırılabilir ve duygusal etkileri azaltılabilir. Beyin, uygun koşullar oluştuğunda bu bilgiyi yeniden işlemeye ve güvenli bir biçimde bütünleştirmeye açık bir yapıya sahiptir. Travmayı anlamak, yalnızca psikolojik değil, nörobiyolojik bir süreçtir. Zihin travmayı saklayabilir, bastırabilir ya da parçalayabilir; ancak psikoterapi, bu parçaları yeniden bir araya getirmek için güvenli bir alan sunar. Böylece kişi, travmayı yalnızca hatırlamakla kalmaz, onu yeniden anlamlandırır ve bu süreçte zihinsel dengeyi, bedensel güveni ve bütünlüğü kademeli olarak yeniden kurabilir.
Suadiye Psikoterapi | Bağdat Caddesi
Bağdat Caddesi’nde yer alan Suadiye Psikoterapi, alanında uzman ekibiyle danışanlarına profesyonel ruh sağlığı hizmeti sunmaktadır. Merkezimizde, Psikiyatrist Dr. Turan Çetin ve Klinik Psikolog Beste Bektaş, bilimsel temellere dayalı terapi ve danışmanlık yaklaşımlarıyla hizmet vermektedir.
Psikoterapi, psikiyatri desteği ve bütüncül ruh sağlığı çözümleri için bizimle iletişime geçebilir, güvenli bir terapi süreci için randevu alabilirsiniz.



Yorumlar