top of page

Pembe Fili Düşünme

  • Yazarın fotoğrafı: Suadiye Psikoterapi
    Suadiye Psikoterapi
  • 4 gün önce
  • 3 dakikada okunur
ree

Birine “pembe fili düşünme” dendiğinde, zihinde hemen o görüntü belirir. Bu örnek, insan zihninin paradoksal doğasını ortaya koyar. Bastırılmak istenen bir düşünce, ironik biçimde daha güçlü hale gelir. Daniel Wegner’in “ironik süreç teorisi” olarak adlandırdığı bu olgu, bilişsel kontrolün sınırlarını açıklar.


Zihinsel Bastırmanın Çift Süreci

Bir düşünceyi bastırmaya çalıştığımızda, zihin iki ayrı mekanizmayı aynı anda devreye sokar. Birincisi, bastırma sürecidir; istenmeyen düşüncenin fark edildiği anda onu zihinden uzaklaştırma çabasıdır. İkincisi ise izleme sürecidir; bastırmanın başarılı olup olmadığını denetler. Ancak bu izleme sistemi, tam da bastırılmak istenen içeriği sürekli zihinsel radarında tutar. Bu nedenle, “düşünmemeye çalışmak”, o düşüncenin bilişsel erişimini artırır.


Beyin “şunu düşünme” komutunu uygulayamaz çünkü komutun kendisi düşünceyi çağırır. “Pembe fili düşünme” ifadesi, zihinde önce bir pembe filin imgesini oluşturur ancak ardından gelen bastırma çabası bu imgeyi daha kalıcı hâle getirir. Aynı mekanizma, obsesif düşünceler, travmatik anılar ya da kaygı temelli imgelerde de işler.


Bastırma Yerine Kabul

Kabul ve Kararlılık Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy, ACT), bu paradoksu çözmek için bastırma yerine kabulü merkeze alır. ACT’ye göre düşünceler yalnızca zihinsel olaylardır. Gerçekliğin kendisini temsil etmezler. Bu nedenle “bu düşünceye sahip olmamalıyım” demek yerine “şu anda bu düşünce zihnimde beliriyor” diyebilmek, bireyi içsel çatışmadan çıkarır.

Kabul yaklaşımı, bilişsel düzeyde bir mesafe yaratır. “Ben yetersizim” yerine “yetersiz olduğumu söyleyen bir düşüncem var” diyebilmek, düşünceyle özdeşleşmeyi zayıflatır. Bu bilişsel ayrışma, zihinsel esnekliği artırarak düşüncelerin üzerindeki kontrol illüzyonunu azaltır.


Kaygı ve Kontrol İllüzyonu

Kaygı bozukluklarında görülen temel dinamiklerden biri, zihinsel kontrol arzusudur. Özellikle obsesif-kompulsif bozuklukta kişi, istem dışı düşünceleri bastırmak ya da nötralize etmek için sürekli zihinsel denetim halindedir. Ancak bu denetim çabası, düşünceleri daha sık hatırlatır.

Klinik olarak gözlemlenen döngü ise kişinin “aklıma kötü bir şey gelmemeli” diye düşündüğünde, zihni olası “kötü düşünceleri” tarar. Bu da bastırmak istediği içeriği yeniden çağırır. Böylece bastırma, kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da uzun vadede kaygı sistemini pekiştirir.


Mindfulness ve Zihinsel Gözlem

Mindfulness, zihinsel bastırma döngüsüne karşı geliştirilen en etkili yaklaşımlardan biridir. Amaç, düşünceleri susturmak değil, onlarla kurulan ilişki biçimini dönüştürmektir. Zihnin doğal üretkenliğini kabul etmek, düşünceleri yargısızca gözlemlemek ve “şimdi”de kalabilmek, bilişsel esnekliği artırır.

Nefes egzersizleri, bedensel duyumlar veya çevresel seslere yönelmek düşünce akışını bastırmadan gözlemleme pratiği sunar. Bu noktada “pembe fil” geldiğinde kişi onu bastırmaya değil, fark etmeye yönelir. Düşünce fark edildiğinde, onunla savaşmak için harcanan enerji çözülür ve düşünce kendi ivmesiyle zayıflar.


Günlük Yaşamda Zihinsel Paradokslar

Zihinsel bastırma yalnızca klinik durumlarda değil, gündelik yaşamda da etkilidir. “Tatlı yememeliyim” dendiğinde tatlı arzusu güçlenir; “onu artık düşünmemeliyim” denildiğinde geçmiş ilişkiler zihinde canlanır. Bu durum, bastırma mekanizmasının bilişsel bir geri tepmeye yol açtığını gösterir.

Bilişsel davranışçı perspektife göre, etkili zihinsel düzenleme, düşünceleri bastırmaktan çok yönlendirmekle ilgilidir. Kişi dikkati üzerinde bilinçli bir kontrol kurabildiğinde, düşünce akışını manipüle etmek yerine yönünü değiştirebilir. Bu, düşünceleri yönetmek değil, zihinle birlikte kalabilmektir.


“Pembe fili düşünme” ifadesi, düşünce bastırmanın imkânsızlığını hatırlatır. Zihin, sessizlik emrini uygulayamaz çünkü sessizlik bir hedef değil, bir yan etkidir. Düşüncelerle savaşmak onları güçlendirir, onlara alan açmak ise etkilerini hafifletir. Psikolojik denge, düşünceleri yok etmekte değil, onların gelip geçici doğasını kavramakta yatar. Zihninize bir “pembe fil” geldiğinde, onu kovalamak yerine gözlemleyin. Çünkü zihinsel özgürlük, düşünceleri susturmakla değil, onları farkederek mümkündür.


Suadiye Psikoterapi | Bağdat Caddesi

Bağdat Caddesi’nde yer alan Suadiye Psikoterapi, alanında uzman ekibiyle danışanlarına profesyonel ruh sağlığı hizmeti sunmaktadır. Merkezimizde, Psikiyatrist Dr. Turan Çetin ve Klinik Psikolog Beste Bektaş, bilimsel temellere dayalı terapi ve danışmanlık yaklaşımlarıyla hizmet vermektedir.


Psikoterapi, psikiyatri desteği ve bütüncül ruh sağlığı çözümleri için bizimle iletişime geçebilir, güvenli bir terapi süreci için randevu alabilirsiniz.

 
 
 

Yorumlar


Yeşil yapraklı bitki, beyaz zemin üzerinde, bitki detayları ve Ana Sayfa

İletişim

- Adres

Suadiye Mahallesi, Bağdat Caddesi, Vapuryolu Sokak, No:2/1,
Tunç Apt. Kadıköy / İstanbul

- Telefon

Psikiyatrist Dr. Turan Çetin - 0530 500 97 40

Klinik Psikolog Beste Bektaş - 0534 260 23 25

bottom of page